2020’lerin başı: Pandemi, savaş ve sağa kayma

2020’li yılların başına krizler ve savaşlar damga vurdu. Ocak 2020’den beri tüm dünyaya yayılan solunum yolu hastalığı Covid-19 Almanya’ya da yayılmaya başladı. Pandemiyi sonlandırmak için alınan enfeksiyonun yayılmasını engelleme önlemleri kamusal yaşamı ciddi bir şekilde kısıtladı.

Buna karşı “Querdenken” adlı, koronavirüsün tehlikesini ve hatta varlığını reddeden insanlardan oluşan hareket, ortaya çıktı. Bu oluşumun içindekilerin birçoğu antisemitist komplo teorileri yaydı, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin bir diktatörlük olduğunu söyleyip, hükümeti yıkma çağrısında bulundular. Onların gösterileri ve chat grupları, aşırı sağ, komplo teorisyenleri, sağcı ezoterik gruplar ve Federal Cumhuriyet’in hukuk sistemini reddeden “Reich Vatandaşları” (Reichsbürger) için ülke çapında bir buluşma alanı haline geldi.

Şubat 2022’de Rusya’ın Ukrayna’ya yönelik saldırı savaşı başladı. Aşırı sağın bazı kesimleri ve “Querdenken” hareketi Rusya’yı desteklemek için seferber oldu. Bunların diğer üzerinde durduğu konular arasında mültecilere karşı kışkırtma ve iklim değişikliği inkarı da vardı.

7 Ekim 2023 tarihinde İslamcı Hamas’ın İsrail’e yönelik terör saldırısı ve 1.400’den fazla insanın öldürülmesiyle Orta Doğu’da yeni bir savaş başladı. Bunun üzerine dünya genelinde ve Hamburg’da da antisemitist olaylarda büyük bir artış kaydedildi.

Yalnız 2023 yılında, sağcı, Irkçı ve Antisemitist Şiddet Mağdurlarına Yardım Merkezi tarafından Hamburg’da 993 sağcı şiddet vakasını belgelendi. Eşcinsellere yönelik şiddet de önemli ölçüde arttı.

Ocak 2024’te, AfD’nin gizli bir toplantısı hakkında basında çıkan haberler, partiye karşı Almanya genelinde protestolara yol açtı. Diğerlerinin yanı sıra Neonazi Martin Sellner’in de katıldığı toplantıda, önde gelen AfD üyeleri göçmen kökenli insanların toplu olarak sınır dışı edilmesine yönelik planları tartıştı. Hamburg’da da on binlerce kişi protesto gösterilerine katıldı. Buna rağmen AfD’nin oy oranları ülke çapında yükselmeye devam etti. Eylül 2024’te yapılan eyalet seçimlerinde parti Thüringen Eyaleti’nde en güçlü, Saksonya Eyaleti’nde ise ikinci en güçlü parti oldu. Hükümet partileri, göçü siyasetin ele alması gereken ana sorun olarak gören, AfD tarafından belirlenen popülist tartışmaya dahil oldular ve başka uygulamaların yanı sıra mültecilere para yerine ödeme kartını ve geçici sınır kontrollerini uygulamaya koydu.